Futbolun en güzel yanı, sadece sahada atılan goller değil; o gollerin ardında yaşatılan hikâyelerdir.
Bilbao’nun kalbinde, San Mamés’in gölgesinde bir heykel durur.
O heykelin adı, İspanya futbol tarihinin ilk büyük golcülerinden Rafael Moreno Aranzadi, yani herkesin bildiği adıyla Pichichi’dir.
1892’de Bilbao’da doğan Pichichi, 1910’lu yıllarda Athletic formasıyla oynadığı futbolla kısa sürede efsane haline geldi.
Kulüp tarihinin ilk golcülerindendi; sadece rakip kalelere değil, Bilbao’nun kalbine de iz bıraktı.
1913 yılında açılan San Mamés’te atılan ilk gol ona aitti.
Dört Copa del Rey şampiyonluğu, beş bölgesel kupa ve 1920 Antwerp Olimpiyatları’nda İspanya ile kazanılan gümüş madalya, onu ülke futbolunun öncülerinden biri yaptı.
Ne var ki bu büyük hikâye, kısa sürdü.
1922 yılında, henüz 29 yaşındayken hayatını kaybetti.
Kulüp kaynaklarına göre ölüm nedeni tifoydu; bazı rivayetlerde bozulmuş istiridye yemesi sonucu gelişen ani bir enfeksiyondan söz edilir.
Kesin nedeni hiçbir zaman tam açıklanmadı ama Bilbao’da derin bir yas yaşandı.
O dönem gazeteler, “Pichichi gitti, San Mamés sessizliğe büründü” başlıklarını atmıştı.
Arkasında yalnızca goller değil, bir karakter mirası bıraktı.
Bu miras, dört yıl sonra somutlaştı.
1926’da San Mamés’in dışına Pichichi’nin büstü dikildi.
Ve o günden bu yana, Bilbao’ya ilk kez gelen her takım kaptanı, maçtan önce bu büstün önüne çiçek bırakıyor.
Ne bir zorunluluk, ne bir tören… sadece futbolun en zarif hareketi: saygı.
Rivayete göre bu gelenek ilk kez 1927’de MTK Budapeşte’nin ziyaretiyle başladı.
O günden bugüne, Avrupa’nın dört bir yanından gelen takımlar aynı duyguyla bu geleneği sürdürdü.
Kimi için küçük bir seremoni, ama aslında futbolun ruhunu yaşatan bir selam.
1953 yılında İspanyol gazetesi MARCA, La Liga’nın gol kralına verilen ödüle onun adını verdi: Pichichi Ödülü.
Bu ödül, yalnızca sayılarla değil, futbolun zarafetiyle de özdeşleşti.
Kazananlara resmî bir kupa değil, Pichichi’nin bronz büstünü andıran özel bir heykel verilir.
İspanya futbolunun en büyük golcüleri — Hugo Sánchez, Raúl, Cristiano Ronaldo, Lionel Messi gibi isimler bu ödülle anıldı.
Messi’nin sekiz kez kazanarak rekor kırması, Pichichi ismini yeni kuşaklara da taşıdı.
Erkeklerde olduğu gibi kadın futbol liginde (Liga F – eski adıyla Primera División Femenina) de sezonun en golcü oyuncusuna “Pichichi Femenino” ödülünü veriyor.
Yani bu ödül, aynı ismin kadın futbolundaki eşdeğeri olarak resmi biçimde sürdürülüyor.
Bu da Bilbao’nun bir sembolünün, artık cinsiyet fark etmeksizin futbolun evrensel diline dönüştüğünü gösteriyor. Bilbao halkı San Mamés’e “La Catedral” der.
Çünkü burası sadece bir stadyum değil, bir inancın mekânıdır.
Yeni San Mamés yapılırken bile büst yerinden alınmadı; özenle taşındı.
Tıpkı Bilbao’nun geleneğe, emeğe ve geçmişe duyduğu vefa gibi…
Bu ritüel hâlâ yaşıyor.
En son UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Athletic Bilbao’nun Azerbaycan temsilcisi Karabağ FK’yı 3-1 yendiği maç öncesinde, konuk ekip Pichichi’nin büstüne çiçek bıraktı.
Bu zarif hareket, yüzyılı aşkın bir geleneğin hâlâ nasıl saygıyla sürdüğünü gösteriyordu.
Bir kaptanın, San Mamés’teki büstün önüne bıraktığı o çiçek…
Belki birkaç saniyelik bir hareket ama anlamı çok derin:
Skorlar unutulur, o saygı kalır.
Çünkü futbol, sadece bir oyun değil aynı zamanda bir mirastır.














Yorum Yazın