Sokağa çıkma kısıtlamalarının geldiği şu dönemde sanırım Pazar sabahı bütün Ankaragücü camiası şöyle rahat rahat yatağından kalkmış, kahvaltısını yapmış, çayını da büyük bir keyifle yudumlamıştır. Evdeki hava daha pozitiftir. Cıvıl cıvıl bir atmosfer vardır.
Nedeni de 4-3’lük Konyaspor galibiyeti tabii ki. 140 gün sonra gelen bir galibiyet camiayı son derece mutlu etti. Galibiyet ki hem de ne galibiyet. 90 dakikalık maçta bir çok hikayenin yazılabileceği, 90.dakikada protokolün çıkardığı gürültüyle VAR’dan gelen bir uyarıyla verilen penaltıyla kazanılan bir maç.
Bana bu maçın ana teması ne diye soracak olursanız. Net olarak şunu söyleyim, maçın 89.dakikasında Saba’nın kaleye çektiği şutun penaltı olma pozisyonudur. Pozisyona bakalım…Maçın yıldızı Saba ceza sahası içinde topla buluşuyor, iyi bir vuruş yapamıyor ama top şans eseri rakibin eline çarpıyor. Mete Kalkavan bu pozisyonu süzemiyor ve devam diyor. Pozisyon devam ederken protokolde yer alan Ankaragücü’nden kim varsa maçın tekrarını bir anda statta bulunan ekranlarda izliyorlar ve bir anda müthiş bir gürültü koparıyorlar. Bu gürültüden de etkilenen Mete Kalkavan maçı hemen durduruyor ve VAR’la temas edip pozisyonu izliyor. Çok yerinde bir kararla da penaltı noktasını gösteriyor. Mete Kalkavan’ın Ankaragücü’nü bir çok maçta yaktığı doğrudur. Ama bu penaltı pozisyonunu süzmesi mümkün değildi. Pozisyon çok inceydi. Ama sonuçta prokolde bulunan Ankaragüçlülerin çıkardığı müthiş tepkiden etkilendi ve doğruyu yaptı.
Peki Konyaspor lehine verdiği penaltı pozisyonu? Kesinlikle yanlış karardı. VAR’da uyarmadı. Bolingi’nin rakibine teması yok. Sadece önünde duruyor. Rakibi kendini atıp “penaltı alıyor”. Yapmayın beyler! Koskoca camialar var. Yakmayın bu camiaları…
Maça baktığımızda ben son derece kısır sonuçla bitecek bir maç olur diye tahmin ediyordum. Çünkü Mustafa Dalcı’da İsmail Kartal’da kontrolün ön planda olduğu hemen hemen aynı sistemle oynamayı seven hocalardı. Ama maç öyle bir koptu ki her 2 ekipte büyük savunma hataları ile golleri bulmaya başladı.
Ankaragücü’nün başında 3.maça çıkan Mustafa Dalcı hoca’nın belli bir oyun felsefesi var. İlk planda oyunu tutmayı, savunma güvenliğini sağlama almayı, golü yemeden maçı sürdürmeyi strateji olarak belirlemiş. Kontrollü oyun hep ön planda. Fuat Çapa’nın takımı gibi savruk, dağınık değil takım. Dörtlü savunmanın önünde tek ön libero kullanıp, onun önüne bir 8 numara yerleştiriyor. Bu maçta da Lukasik ve Asaane’yi bu şekilde kullandı. Lukasik bu sezon göz ardı edilen bir oyuncuydu. Bu maçta ne kadar ihtiyaç olduğunu gösterdi. Çok çok iyi mücadele etti. Bravo Lukasik! Assana ise vasat mı vasattı. İnşallah Salı günü yedek kalır diyeceğim ama kadro darlığından ilk 11’de yine kendine yer bulacaktır. Tıpkı Endri Çekiçi gibi.
Savunmadan devam edersek yenen 3 golden penaltıyı es geçiyorum. 2 ve 3.golde kaleci Ricardo’nun hatası var. Ama 3.gol Pinto ve savunmanın ortak hatası. Bu golde Bolingi ve Pinto’nun Sukubiç’i kaçırması korkunç hata. Ancak Bolingi’ye verilen görev de oyuncuya oturmadı. Hani bir elbisenin bir insan vücuduna oturmadığı gibi. Bolingi sol kenarda hem hücum olarak, hem de savunma olarak olmaz. Akan oyunda ne savunmaya yardım edebilir, ne de hücumda sol kenardan top taşıyıp orta yapabilir. Ama Mustafa Hoca “adam yokluğundan oynattım!” derse de eyvallah derim. Börven gol haricinde pek yoktu. Ama adamın da öyle bir durumu var. Sahada yok gibi, ama buldumu da yazıyor. Sessiz sedasız ligdeki 4.golünü attı. Oyuna sonradan girenlerden neredeyse yüzde yüz katkı alındı. Emre Güral attı, Paintsil attı, Ender’de katkı verdi. Genç Ender’in oynamasına sevindim.
Ve gelelim Saba Lobjanidze’ye. Arkadaş ilk defa şöyle doya doya izledik. 1 gol, 1 asist yaptı. Penaltıyı da aldırdı. Bir futbolcu için, bir maçta müthiş performans. Saba haftanın futbolcusu olmayı hak etti bence.
Evet ilk galibiyet güzeldi. Yönetime de büyük moral oldu. Ağır eleştiriler alıyorlardı. Uzun zaman sonra onlara da moral oldu.
Mustafa Dalcı’da böylesine zorluk derecesi yüksek bir maçtan alnının akıyla çıktı. Ama bu maçı derhal unutup, Salı günü oynanacak olan Hatayspor erteleme maçına dönmek lazım.
Daha gidilecek çok engebeli yollar var.
SPORANKİ’NİN BAŞARISI SÜRÜYOR
Ankaragücü’nün kötü gittiği bir dönemde şahsi olarak 2 güzel gelişme yaşamam bana oldukça iyi geldi. Geçtiğimiz hafta yazdığım gibi medya spor sorumluları ve müdürlerinin davet edildiği A Milli Takım teknik direktörü Şenol Güneş ile yapılan zoom üzerinden toplantıya katılmıştım. Son olarak da yine güzel bir gelişme yaşadım. Ankara Ticaret Odası(ATO), Ankara için muhteşem bir kaynak kitap hazırlamış. Kitap her şeyiyle 1.sınıf hazırlanmış. Zaten özel baskı yapılmış. Baskısıyla, kağıdıyla, içeriğiyle muhteşem. Bu kitabın spor bölümünün kapağında da benim çektiğim bir fotoğraf kullanılmış. Fotoğraf 2018-2019 sezonunda oynanan Ankaragücü – Fenerbahçe maçında çektiğim bir resim. Bu katkı için de ATO Başkanı Sayın Gürsel Baran’ın davetini aldık ve makamında ağırlandık. Kendisine ve ekibine buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Benim için gerçekten onur duyulacak bir gelişmeydi.
Sporanki’de son dönemde yaptığımız atılımlarla gerçekten ses getirmeye ve alkışlanmaya devam ediyoruz. Elimizden geldiği ve imkanlarımız doğrultusunda Başkent sporuna ben ve arkadaşlarım katkı vermeye devam ediyoruz. Ankara’daki tüm takımlara ve spoculara dokunmak ve onlara katkı sunmak en büyük amacımız. Umuyorum ki, ileride çok daha güzel ve özel işlere imza atmaya devam edeceğiz. Canlı yayınlarımız da çok büyük katılımla izleniyor. Özellikle “Bastır Ankaragücü” programımız You Tube/Facebook ve Twitter’da binlerce izleniyor. Çok olumlu tepkiler alıyoruz. Bu da bize gurur veriyor. Ankara’ya hizmete devam...
ORHAN SAL
Bu takımda Emre ve pantsil ilk onbirde rahatlıkla oynar.Endri Efendinin agresif şekilde duran topların başına geçmesi ve kaleyi görememesi kalitesinin göstergesidir.
coşkun
13-12-2020 16:51