Saha içindeki başarısızlığın yanı sıra, kulüp içindeki yönetimsel belirsizliklerle de boğuşan Gençlerbirliği, Süper Lig'in 21.haftasında Ankara Eryaman Stadında Trabzonspor'u konuk etti.
İkinci yarıda bölüm bölüm ortaya çıkan kıvılcımların dışında, Trabzonspor'a karşı son derece etkisiz bir görüntü çizen Kırmızı Karalar, 36.dakikada Djaniny ve 54.dakikada Ekuban'ın attığı gollerle rakibine 2-1 mağlup oldu. Gençlerbirliği'nin golü ise, etkili bir penaltı atışıyla Piris Da Motta'dan geldi.
Karşılaşmanın ilk yarısında, topun kontrolünün Trabzonspor'da olduğu bir oyun izledik. Nitekim, 36.dakikada Djaniny'nin attığı golle soyunma odasına 1-0 önde girdi Trabzonspor.
İkinci yarıda, biraz daha rakip kaleye gitmeye çalışan bir Gençlerbirliği izledik. Buna rağmen, 54.dakikada Gençlerbirliği savunmasının bariz hatası sonucu Ekuban'ın attığı golle skor 2-0'a geldi.
Skor 2-0'a geldikten sonra, doğal olarak savunma güvenliğini ikinci plana atan ve topuyla tüfeğiyle hücum etmeye gayret eden bir Gençlerbirliği ortaya çıktı. Ancak, takımdaki kalite eksikliği o kadar devasa bir boyutta ki, ortaya çıkan bu hücuma çıkma gayreti beyhude bir amaç olmaktan öteye gidemedi.
Bütün bu kalitesizliğe rağmen, 86.dakikada kazanılan ve Piris De Motta'nın net bir vuruşla attığı penaltı golüyle, oyunu 2-1'e getirmeyi başardı Gençlerbirliği. Kalan dakikalarda ise, Başkent temsilcisinin gerçekleştirdiği bilinçsiz hücumlar sonuç getirmeyince, karşılaşma 2-1'lik Trabzonspor üstünlüğüyle sona erdi.
Karşılaşmada, Gençlerbirliği adına olumlu bir şekilde göze batan bir oyuncu göremedim. Nedenini anlayamadığım bir şekilde, son haftalarda takımda müthiş bir isteksizlik var. Oyuncularda en ufak bir istek ve arzu yok. "Gazı kaçmış gazoz" misali! Gazı kaçmış gazoz nasıl ki gazoz tadı vermiyorsa, istek ve arzusu yok olmuş bir takım da futbol zevki vermiyor.
Yukarıda belirttiğim üzere, takımdaki kalite eksikliği had safhada. Takımın en etkili oyuncularından biri olan Giovanni Sio, sezon başından beri yerlerde sürünüyor! Bu sezon etkisiz ve silik bir Sio var sahada. Nerede geçen sezonki maç kazandıran Sio? diye sormadan geçemiyor insan.
Öte yandan, Bogdan Stancu'yu yedekleyecek ya da onun önüne geçecek bir alternatif hala üretilemedi/transfer edilemedi. Gençlerbirliği, santraforu olmadan oynuyor şu anda!
Takımın ana stoperlerinden biri olan Zargo Toure, iki haftadan bu yana inanılmaz kötü oynuyor. Son derece kritik pozisyon hataları yapıyor. Alternatifi olan Diego Angelo ortalarda yok!
Saydığım bu sorunlara, şu ana kadar bir çözüm bulunamadı. Devre arası transfer döneminin sona ermesine bir hafta var. Kalan günlerde takıma seviye atlatacak transferler yapılmazsa, bu takımın sezon sonunda alt Lig'e düşeceğini net bir dille ifade edebilirim. Çünkü mevcut takım, Süper Lig ayarında bir takım değil.
Yazımı sonlandırırken, geçtiğimiz hafta ölüm yıldönümü olan Gençlerbirliği onursal başkanı merhum İlhan Cavcav'ı sevgi, saygı, özlem ve rahmetle anıyorum.
Gönül isterdi ki; İlhan başkan ve İlhan başkan gibi yöneticilik becerisinin yanında, futbol ve futbolcudan da anlayan başkanlarımızın sayısı her geçen gün artsın. Ancak, bu temennimizin gerçekleşmesi artık çok zor.
Bunun sebebi çok açık. Endüstriyel futbol denilen lanet olgunun futbolun içine girdiği gün, Türk futbolu bitmiştir.
Bir başka deyişle; Paranın, dünya futbolu üzerinde etkisini gereğinden fazla hissettirdiği gün, Türk futbolunun iflah olmaz çöküşü başlamıştır!
Yorum Yazın