Ankaragücü camiası mutlu, Gençlerbirliği camiası endişeli!

Ankara futbolunun köklü bir geçmişe sahip iki kulübü Ankaragücü ile Gençlerbirliği, Spor Toto 1.Lig'in 23.haftasında Ankara Eryaman Stadında karşı karşıya geldi.

Karşılaşmanın başından sonuna kadar oyunun kontrolünü elinde bulunduran Ankaragücü, özellikle hücum bölgesinde çok önemli eksikleri bulunan Gençlerbirliği'ni 14.dakikada Sinan Osmanoğlu, 63.dakikada Owusu Kwabena ve 74.dakikada Murat Uçar'ın attığı gollerle 3-0 mağlup etti.

Karşılaşma öncesi Ankara caddelerinde bir sokak röportajı düzenlense ve Ankaralı futbolseverlerin bu maç hakkındaki düşünceleri sorulsa, röportaja katılanların hemen hemen tamamı (Gençlerbirliği taraftarları dahil) karşılaşmayı Ankaragücü'nün net bir skorla kazanacağını söylerdi. Bu atmosferde uzak ara favori olduğu bir maça çıktı Ankaragücü.

Nedenleri gayet açık...

Birinci ve en önemli neden; Ankaragücü'nün kadro zenginliği ve yendiği takdirde lider olacağı duygusu. Bir takım için en önemli motivasyon aracıdır bu duygu.

Birinci neden kadar önemli ikinci neden; Gençlerbirliği takımının belirli bölgelerindeki bazı kritik oyuncuların Ankaragücü karşısında forma giyemeyişiydi. Orta  sahanın önemli isimlerinden biri olan Aksel Aktaş sakatlığı nedeniyle bu maçta oynayamadı. Hücum gücünün %80'ini oluşturan ve takımı ileriye taşıyan Kazenga LuaLua ve Sandro Lima da sakatlıkları nedeniyle forma giyemezken, Barış Alıcı kart cezası nedeniyle sahada yoklardı.

Bir başka önemli neden ise, Ankaragücü'nün son haftalarda giderek artan form grafiği ve yakaladıkları kazanma alışkanlığı.

Karşılaşmanın ilk yarısında, Gençlerbirliği kalesine çok rahat hücum eden bir Ankaragücü vardı sahada. Gol yollarında biraz daha becerikli olsalar ve direkten dönen top gol olsa, Ankaragücü ilk yarıyı dahi 3-0 önde bitirebilirdi.

Bana göre, Ankaragücü takımının Gençlerbirliği kalesine bu kadar rahat gelmesinde Aksel Aktaş'ın yokluğu önemli rol oynadı.

Zira Aksel Aktaş, hücum bölgesine destek veren bir oyuncu olmasına rağmen, Gençlerbirliği orta sahasına getirdiği enerjiyle rakibin hücum organizasyonlarını dizginleyen bir oyuncu.

İlk yarının son dakikalarında Tshibola'nın kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Gençlerbirliği, ikinci yarının hemen başında Eleke ile çok müsait bir pozisyon yakaladı.
Ancak Eleke, 10 kişi kalmış bir takımın yakalayabileceği en iyi fırsatlardan biri olan bu pozisyonu son derece kötü bir vuruşla değerlendiremedi. "Atsaydı ne olacaktı ki?" dediğinizi duyar gibiyim. Ama, Eleke gibi Gençlerbirliği'nin en önemli hücum opsiyonlarından biri olan bir oyuncunun kaçırmaması gereken bir pozisyon idi. Altı pas üzerinde kaleciyle karşı karşıya kalıp o golü atamıyorsan hangi golü atacaksın? Zaten pozisyonlara zor giriyorsun, yakaladığını at bari.

Maçın sonlarına doğru Owusu ve Murat Uçar ile iki gol daha buldu Ankaragücü. Özellikle Murat Uçar'ın attığı gol, "jeneriklik" tanımına uyacak güzellikte bir goldü.

Bu gollerle birlikte, karşılaşma 3-0'lık Ankaragücü galibiyetiyle sona erdi. Böylece, üst üste 6.galibiyetini elde eden Ankaragücü, önemli hücum oyuncuları olan Eren Derdiyok ve Ariyibi'nin yokluğuna rağmen önemli bir virajı dönmüş oldu.

Ankaragücü karşısında alınan 3-0'lık ağır mağlubiyet sonrası, 19 Aralık 2021'den bu yana süregelen galip gelememe sendromunu sürdürdü Gençlerbirliği.

Murat Cavcav döneminden kalan ağır enkazın ardından göreve gelen Niyazi Akdaş ve yönetim kurulunun, işleri biraz olsun yoluna koymak için nasıl canla başla mücadele ettiklerini görüyoruz. Gecelerini gündüzlerine katarak çalışıyorlar. Ancak, tüm bu mücadeleye rağmen, eski yönetimden kalan ağır tablonun artçı etkileri halen devam ediyor.

Bu sorunların en başında, eski futbolculara olan borçlar nedeniyle bir türlü açılamayan transfer tahtası geliyor. Görünen o ki,  bu sorun sezon sonuna kadar devam edecek. Transfer tahtası açılamadığı için de, sezon sonu puan cetvelini iyi bir yerde tamamlamak için gerekli olan transferler yapılamıyor. Sahada oynanan futbol da gelecek adına umut ışığı vermiyor.

O halde, izlenmesi gereken yol haritası açık ve basit. Sezon sonuna kadar eldeki futbolculardan maksimum katkı sağlanmaya çalışılmalı. Takım içi kenetlenme ve moral seviyesi en üst seviyeye çıkarılmalı ve ligde kalmalı Gençlerbirliği. Çünkü, başka Gençlerbirliği yok.