Bir Gözyaşının Zafere dönüşü: Luis Enrique, Xana ve Sonsuz Bir Sevdanın Hikayesi…
Her daim söylendiği gibi futbol sadece bir oyun değildir. Bazen bir hayat hikâyesi, bir acının içinden filizlenen umut, bir babanın gözlerindeki sessiz özlemdir. Dün gece Şampiyonlar Ligi finalinde PSG, Inter’i 5-0 gibi tarihi bir skorla mağlup ederken, tribünlerde ve ekran başında gözlerden kaçmayan bir detay, kalplere dokunan bir başka hikâyeyi başlattı.
PSG teknik direktörü Luis Enrique, zaferin coşkusunu yaşarken sırtında taşıdığı tişörtle herkesi derin bir sessizliğe sürükledi. Tişörtün üzerinde, 2015 yılında Barcelona ile kazandığı Şampiyonlar Ligi finalinden bir kare vardı. PSG taraftarları da bu duygusal anı, tribünlerde aynı sahneyi tasvir eden büyük bir pankart açarak destekledi. O an Luis Enrique’nin hayatındaki en mutlu günlerden biriydi; kızı Xana ile birlikte sahada sevinç gözyaşları döküyorlardı. O kare, bir futbol zaferinden çok daha fazlasını anlatıyordu bir babanın saf sevincini, bir çocuğun gülüşünü, ve zamanla silinmeyen bir anıyı.
Ama hayat, tıpkı futbol gibi, her zaman adil değildir. Xana, henüz 9 yaşında, nadir görülen bir kemik kanseri türüyle verdiği mücadeleyi kaybetti. Luis Enrique, sadece bir teknik direktör değil; bir baba olarak dünyanın en büyük acılarından birini yaşadı. Sessizce görevinden ayrıldı, evine döndü ve kızının son günlerinde yanında olmayı seçti. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı, ama içindeki sevgi, özlem ve vefa hep aynı kaldı.
Dün geceki final zaferi, sadece bir sportif başarı değildi. O tişört, o görsel, o küçük kızın anısıydı. Luis Enrique için o kupa, bir teknik adamın kariyerine yazılmış bir madalya değil, bir babanın kızına sunduğu geç kalmış bir armağandı. Sahada şampiyonluk kupası yükselirken, tribünlerde gözleri dolan bir adam vardı. Belki de o anda tek düşündüğü şey, “Keşke burada olsaydın, Xana,” demekti.
Luis Enrique, kazandığı her başarıda kızının hatırasını yaşatmaya devam ediyor. O gece Paris’te yanan her ışık kupa için parlıyordu belki ama en parlak ışık, gökyüzünde bir yıldız gibi parlayan Xana içindi.
Futbol bazen acının dilidir, bazen umudun. Ama en çok da sevdanın... Luis Enrique’nin taşıdığı tişört bir forma değildi; o, bir babanın kalbine işlenmiş bir resimdi. Ve o resim, bize şunu hatırlattı:
“Gerçek zafer, hiçbir zaman sevgisinden ödün vermeyen ve asla unutmayanlarındır. Çünkü bazı kupalar yalnızca kalple kaldırılır.”
Yorum Yazın