Kelime anlamı; kaybedilen fonksiyonların yeniden kazandırılmasıdır. Her halimizle tam bizi anlatan bir kelime.
Son yıllarda gelen / giden oyuncu grubuna baktığınızda Ankaragücü; tam bir ‘’Rehabilitasyon’’ merkezine dönen, uzun süre sahalar da olmayan, sakatlık problemleri yaşayan, ailevi problemleri nedeniyle futboldan uzak kalmış ve sonunda hiçbir fayda sağlanamadan parasını alıp giden futbolcu çöplüğüne dönmüştür.
Bunun sonucunda kulüp, sürekli küme düşen, transfer yasakları ile boğuşan, ağır bir mali yükün altına girmiş, içinden çıkılması zor bir hal alan bir kulüp haline dönüşmüştür.
Sadece bu ağır yüklerle de kalmadı. Geriye, temelinden koparılmış, benliğini, kültürünü kaybeden, koskoca bir enkaz kaldı. Belki mali olarak düzelebilir ama, esas rehabilite edilip düzeltilmeyi bekleyen uzun yıllardır mutsuz, umutsuz, tribünden kopmuş taraftar ve asırlık bir çınar var.
Gazi Ercüment Tekin başkanlığındaki yeni yönetimin ilk adım olarak Anıtkabir ziyareti çok önemliydi. Belki 200-300 kişi katılabildi ama binlerce Ankaragüçlü bedeniyle orada olmasa da bile ruhuyla oradaydı.
Öze dönüş için beni çok umutlandırdı.
Her yazımda söylüyorum. Biz, sevinmek için sevmedik ki bu takımı. Düşeriz, çıkarız ama özümüzü kaybetmek, Ankaragücü için en kötü olanıdır. Özümüzü kaybedersek, ortada bir kulüpten bahsedemeyiz.
Taraftarın tribünden uzaklaşma sebebini, sadece başarısızlığa bağlamak yanlış olur. Tribünden kopuş, kendi öz benliğinden kopuşla da bağlantılıdır.
Oysa bugün geride hazır bekleyen, kendi öz benliğine sıkı sıkı bağlı, Ankaragücü aidiyetli binler var.
Kurtuluş Savaşında cepheye mühimmat taşıyan İmalat-ı Harbiye işçilerini hatırlayın, şehitlerimizi hatırlayın. İşte Ankaragücü onların emanetidir. Bu emanete hep beraber sahip çıkalım. Bir yandan birlikte rehabilite olalım, bir yandan da düzlüğe çıkmak için var gücümüzle savaşalım.
Önümüz kurban bayram. Bu vesile ile çok sevdiğim Cahit Zarifoğlu’nun şu sözleri ile bitireyim.
“Üstadım” dedim,
“Bayrama ne alayım?”
Dedi: “Birkaç piri fâniden gönül, birkaç çocuktan gülücük, alabilirsen birkaç fakirden de duâ l.”
“Üstadım” dedim,
“Bayrama ne keseyim?
Önce; “ Gıybeti kes, Kul hakkı yemeyi kes, Yalan söylemeyi kes, Haram yemeyi kes, Adam kayırmayı kes, İsrafı kes, Kötülükten irtibatı kes.......
“Bunları kesmezsen ne kesersen beyhude...”Herkesin Bayramı Kutlu olsun.
Saygı ve Sevgi ile Kalın.
Özdemir Aykanat
Ankaragücü ve rehabilitasyon

Yorum Yazın