Ankaragücü eski başkanlarından Metin Akyüz Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde Ankaragücü'nü konuştu.
Metin Akyüz'ün meclisteki konuşması şu şekilde:
"Ankaragücü ile ilgili bir önceki konuşmamdan dolayı arkadaşlarımızdan bir sürü telkin aldım. Bunları niye söylemedin. Bunlarla biz biliyoruz ama Ankaralı bilmiyor. Ankaralılar'ın da bilmesi lazım. Çünkü Ankaragücü Ankara'nın bir markasıdır. Bu markanın bu yerlerde gelmemesi lazım. Şöyle söyleyeyim 2009 senesinde Allah rahmet eylesin Cemal Aydın başkan, Cengiz Topel Yıldırım başkan ve bir de Melih başkanımın çok güzel bir fotoğrafı vardı. Biz de o zaman Ankaragüçlüler olarak sevinmiştik. Tabii işin aslını bilmiyorduk. Ben Ahmet Gökçek'in de Ankaragücü'nü çok sevdiğini biliyorum. Ama Ankaragücü'nün kimsenin babasının çiftliği olmadığını da biliyorum. Ankaragücü'nü kendi emelleri, kendi arzularıyla ilgili de kimsenin kullanılmasınada hiçbir zaman ne çanak tuttuk ne de başka bir şeyler yaptık. Şimdi 2009 senesinde Ankaragücü bir kongreye gitti. Bu kongreye gittiğinde Cemal Aydın başkan bırakmıştı. Cengiz Topel Yıldırım başkandı. O dönemde Ahmet Gökçek başkan seçildi. Daha sonrasında yapılan iş ve işlemler anlaşmaların ne olduğunu bilmiyorum. Ama bir anda bir dava ortaya çıktı, bir dava açıldı. O dava sonucu o kongre yok sayıldı. Ondan sonra da Ankaragücü kongreler takımı olmaya başladı. Yani tabiri caizse ayda bir kongre yapılmaya başlandı. Ankaragücü'nde kimler geldi kimler geçti. Olaylı kongreler savaşlar... En son yenilenen kongrede 32 kişi idik biz, 45 imzayla bir kongre yaptık. Biz bu kongreyle geldik. O geldiğimiz kongrede biz Ankaragücü'nün gerçekten borcunu bilmiyorduk. Ne kadar borçlandırılmış, ne olmuş... Ankaraspor lağvedilmiş, Ankaraspor, Ankaragücü ile birleştirilmiş. Bütün topçular ile Ankaragücü üzerinden yeniden sözleşmeler yapılmış Bu sözleşmelerin miktarları hepsi mahkemelere verilmiş, davalar açılmış... Kongre ondan sonra iptal ediliyor Ahmet Gökçen ismi dahi Futbol Federasyonu listesinde geçmiyor. O davalarla ilgili sonuçlanan olaylara baktığımızda dönemin iş insanları Ankaragücü'ne bir çaba bir nasıl yardım ettilerse, bir yarış içerisinde daha önce verdikleri destekleri hepsi birer birer geri çektiler. Şu söz söylendi. 'Ankaragücü bırakın bitsin batsın yok olsun' denildi. Bunun nedeni ve sebepleri hepimizce malumdur. Oralara girmeyeceğim. Çünkü niye; ben kendi şahsıma söylüyorum Ankaragücü üzerinden kimsenin siyaset yapmasını istemiyorum. Ankaragücü siyaset üstüdür. AK Parti MHP, Büyük Birlik var... Cumhuriyet Halk Partisi hepimizin yüzde doksanımız Ankaragüçlü'dür. Severiz ya Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı veya Beşiktaş tutabiliriz. Ama şehrin aidiyeti olduğu için deriz ki biz Ankaragüçlüyüz. Ben bunu kabul etmedim. Çoğu arkadaş diyor ki ikinci takımım Ankaragücü. Ankaralı ise Ankaragücü birinci sırada olması lazım. Şimdi bu bağlamda bazı şeyleri yapmak gerekiyordu. Ne yapmak gerekiyordu. ben 2012 yılında o kongrede Bent Ahlat'ın listesinden girdim. Öyle bir şey oldu. Sonra Bent Ahlat bıraktı, Atilla Süslü başkan oldu. Ama biz bu arada bu borçları öğrenmeye başladık. Düşünün ki kulüpte maaşla çalışan bir genel müdürün kulüpten 5 milyon lira alcağı var. O zamanın parası 5 milyon.... Soruyoruz diyoruz ki bu 5 milyon lirayı nasıl verdin. Nereden verdin. Aynen söylenen bu savcılıkta da vardır. Ben işte falanın parası benim üzerimden yatırıldı. Şimdi bunları da yaşadık. Bunları da görmek. Yani destek veriliyor birileri bir şey gönderiyor ama oradaki bazı şahıslar üzerinden giriş yapılıyor. Dolayısıyla ne oluyor? Bu Ankaragücü'nün borcu oluyor. Bu borçlanmayla ilgili mesela en son biz bırakmadan önce çıkmıştı. Ayhan Atalay mevzusu olmuştu... Ayhan Atalay'ın 10 milyon lira alacağı vardı. Ayhan Atalay'ı biz araştırdık. Dedik ki 10 milyon liralık gelir getiren işi nedir. Dediler ki çantacılar yapar. İşte şu dükkanı var bu dükkanı var. Bilmem tanımam. Kendisiyle merhaba da yok sohbetim de yok. Ama Ankaragücü'nün hakkı var. Ve bir de Ankaralının hakkı var. Bir de Nuri Elibol var. Kendisi Tokat'a gitti milletvekili adayıydı. Bir arkadaşım beni aradı. Tokat'ın Gazeteciler Cemiyet Başkanı Kemal Özdilek. Dedi ki Nuri Elibol Ankaragücü'ne şu kadar para vermiş şöyle yapmış böyle yapmış. Dedim ki vallahi külliyen yalan... Niye? Çünkü Nuri Elibol icraya vermiş Ankaragücü'nü. Ankaragücü'nün kupalarına icra getirmişler. Yani kupaları kaldırmak istediler. Biz de bunlar da oldu. Devir döndü. 2013 yılına geldiğimide ve bu teklifin Mehmet Yiğiner'e yaptım. Mehmet Yiğiner ile görüştüm. Sağ olsun o da bazı zorlamalara rağmen yine Ankaragücü'ne sahip çıktı. Kendisi Ankaralı. Taksici, dolmuşçu, esnaf hatırlarsınız o dönemleri. o stickerları hatırlarsınız. O sloganları. Anka Kuşu gibi hatırlarsınız. O sene bu sene... Diriliş sezonu. Yani şehre bir hareket getirilerek Ankaragücü o girdabın içerisinden çıkartıldı. Bu girdabın içerisinde eğer o aidiyet duygusu şehrin kenetlenmesi olmasaydı Ankaragücü bugünkü duruma da gelemez o gün biterdi. Çünkü en son bir Tepecik maçımız vardı İstanbul'da... Ben o maça giderken Nuri Elibol beni aradı. Ben o dönemde başkan bendim. Sen dedi başkana sordun mu? O Böyle bir beyanat verdi diyorsun? dedi. Yalan mı dedim. Yalansa savcılık orada git dedim şikayete et... Emmişsin kanını sömürmüşsün sonra da geleceksin yok ben böyle yapmadım, milletvekili olacağım. Hadi oradan Aynısını söyledi. Bakın yüzüne söyledim arkasından söylemiyorum. İsterse yalanlayabilir. Neyse biz Tepecik maçını kaybetseydik üçüncü lige düşmüştük. Ama verilen mücadelelerle o maçı da biz aldık. Ankaragücü'nü ligde tuttuk. 4 sene ikinci ligde. Arkasından PTT 1.Lig'e geldik. Yine bir operasyon yedik biz. Şu anda belki Türk futbolunun içerisinde de var bunlar. O ismi zikretmeyeceğim etmeyeceğim. Ama bu güne gelindiğinde yine şehrin kenetlenmeye ihtiyacı var. Yani bu meclisin Ankaragücü'ne destek olma zorunluluğu var. Niye zorunluluğu var. Ankaragücü Ankara'nın markasıdır. Ankara'nın yani Türkiye'nin tarihidir. 1910 yılında kurulmuş bir kulüptür. İmalat_ı Harbiye'dir. Geldiği zaman Ankaragücü'nün renklerini veren rahmetli Atatürk'tür. Hani o kavun işte rakı meselesine girerler. Ankaragücü'nün asıl renkleri barutun ham haliyle yanmış halidir. Ankaragücü renklerini oradan alır. Tarihe çok değerli ve çok önemlidir. Bugün bu duruma gelindiğinde Ankaragücü'nün çok acil bir şekilde nakti paraya ihtiyacı var. Araştırdık bu 600 milyon liraya tekabül ediyor. Şu anda biz bunu Mansur Başkanımızla da konuştuk. Mansur Başkanımızın çok ciddi bir yardımı vardır. Şunu da atlamayalım 2019 döneminde sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da çok büyük desteğe vardır. Ankaragücü'ne o zamanki borcun tamamını gönderdiğini biliyorum. Bakın ama o paranın üstüne paralar da geldi, büyükşehir de yardım etti. Fakat o paralar nasıl harcandı nereye gitti bilmiyorum. Şimdi o destekler geldi bunlar yapıldı demek ki takip edilmedi. Edilseydi bugünkü duruma düşmezdi. Ankaragücü kurtuluş reçetesi... Bizim Ankara Büyükşehir olarak iyi bir destek vermemiz lazım Ankaragücü'ne. Geçenlerde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilimiz Adnan Beker'in çok güzel bir teklifi vardı. Dedi ki "Şahsi alacakları olan arkadaşlar bu alacaklarını silsin biz de iş adamları olarak Ankaragücü'ne tabii ki sahip çıkarız. Her ne durumda olursa olsun tabii ki sahip çıkacağız bununla ilgili de çalışacağız. Ben Mehmet Yiğiner başkanla da görüşüyorum. Ben diğer başkan adaylarıyla da görüşüyorum. Çünkü Ankaragücü'nde siyaseti yok. Ankaragücü kurtulacaksa bu şekilde kurtulur. Bunun için de bırakın hem Mansur başkanımın hem Adnan başkanın hem Mehmet başkanın, diğer arkadaşların buna Faruk Koca da dahil. O taşın altına gövdesini sokacaklar. Ya alacağımız vardı şu vardı bu vardı deyip de bu takımı eğer sahip çıkan olmasa inanın ki bu takım güme gider. Bunun için de herkesin sahip çıkması lazım."
Yorum Yazın