MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Basın Danışmanı ve Türkgün Gazetesi Başyazarı Yıldıray Çiçek, Amedspor'un bu paylaşımına ilişkin bir yazı yayınladı.
Yazısında takıma tepki gösteren Çiçek, "Bu durumda Amedspor, toplumda gerginlik yaratacak provokasyonları kim adına ve ne amaçla yapmaktadır?" diyerek şunları kaydetti:
"-1972-1985: Melikahmet Turanspor
1985-1990: Melikahmetspor
-1990-1993: Diyarbakır Belediyespor
1993-1999: Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor
1999-2010: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİspor
-2010-2015: Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor
-2015-günümüz: Amed Sportif Faaliyetler
Görüldüğü gibi, kulübün zaman içerisindeki isim değişimleri bir dönüşüm sürecine işaret etmektedir. Turanspor'dan Amedspor'a uzanan bu yolculuk, yalnızca bir isim değişikliği değil; aynı zamanda kimlik ve duruş bakımından da farklı bir çizgiyi yansıtmaktadır. Ancak gelinen noktada, maalesef provokasyon ve tahriklere dönüşen bir çark halini almıştır.
Amedspor, Diyarbakır'daki bir spor kulübü olarak yalnızca sportif faaliyetleriyle anılmak yerine, bu ismi aldığı günden itibaren kamuoyunda sürekli olarak bölücü tartışmaların odağı hâline gelmiştir.
Maçlarında İstiklal Marşı'nın ıslıklanması, bölücü sembollerin dalgalandırılması ve terörizmle ilişkilendirilen simgelerle poz veren futbolcular gibi olaylar, kulübün bölücülükle anılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle hem kendi sahasında hem de deplasmanlarda oynadığı maçlarda sürekli gerginlikler yaşanmaktadır.
Nitekim Amedspor, MKE Ankaragücü maçı öncesinde de bir tahrik unsuruna başvurmuştur. Kulübün resmi sosyal medya hesabından paylaşılan "Maça Doğru" temalı görselde, Ankara Kalesi üzerinde dalgalanan Türk bayrağı, görselde Amedsporlu futbolcunun tam o noktaya yerleştirilmesiyle örtülmüş ve görünmez hâle getirilmiştir.
Bu durum, kamuoyunda büyük tepkiye yol açmıştır. Özellikle milli konularda oldukça hassas olan Ankaragücü taraftarlarının karşılayacağı bir maç öncesinde böyle bir paylaşım yapılması, provokasyondan başka bir anlam taşımamaktadır.
Sosyal medyada oluşan yoğun tepkiler üzerine Amedspor, "Bayrağın futbolcumuzun arkasında kalmasının tamamen tasarımsal yerleşimden kaynaklandığı açıkça görülecektir" açıklamasını yapmak zorunda kalmıştır.
Ancak "bayrağımız" demeye dahi çekinen Amedspor'un ne formasında ne de sosyal medya hesaplarında Türk bayrağına yer verilmektedir. Ayrıca, milli bayramlara ilişkin tek bir paylaşımda dahi bulunmamaktadır. Bu durum, Ankara Kalesi'ndeki Türk bayrağı görselinin kaldırılmasına dair yapılan savunmayı da geçersiz kılmaktadır.
Zira bugüne kadar Türk bayrağına yönelik herhangi bir hassasiyet göstermemişlerdir. "Terörsüz Türkiye" yolunda ciddi adımlar atılırken ve iç cepheyi Türk bayrağı altında güçlendirmeyi hedefleyen çağrılar yapılırken, bu tür tahrikler ve provokasyonlar yalnızca Türkiye düşmanlarının işine yaramaktadır.
Logosunda kalp içinde Türk bayrağı bulunan Türkiye Futbol Federasyonu'na bağlı olarak sportif faaliyetlerini sürdüren Amedspor'un yalnızca geçmiş sicili değil; adının kullanılış biçimi dahi bölücülüğe hizmet edecek şekilde araçsallaştırılmaktadır.
DEM Partisi'nin Türkiye partisi olma yolunda bir siyasi güzergaha girdiği bir dönemde, Amedspor'un bağlılık gösterdiği terör örgütü PKK'nın kurucusu Abdullah Öcalan dahi, "Aynı ulus devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır" açıklamasında bulunmuş, kendi kurduğu örgüte "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir" çağrısını yapmıştır.
Bu durumda Amedspor, toplumda gerginlik yaratacak provokasyonları kim adına ve ne amaçla yapmaktadır?
Madem Amedspor, Ankara Kalesi görselindeki Türk bayrağının kaldırılmasının bilinçli bir tercih olmadığını savunuyor, o halde bu iddiasını somut bir adımla güçlendirmelidir. Ankaragücü maçına elinde Türk bayrağıyla ya da formasında Türk bayrağı logosuyla çıkarak hem oluşan gerginliği sona erdirebilir hem de geçmişteki siciline sünger çekebilir. Peki, Amedspor bunu yapabilir mi? Yoksa spor maskeli provokasyonlarına ve tahriklerine devam mı edecek?"
Küme düşmemiz zaten yüzde doksandokuz. Şunlara haddini bildirelim yeter.
Agaa
09-05-2025 13:55