ÖZEL | İlayda Emen: “Disiplin, inanç ve sevgiyle yürüdüğüm bir yol bu”
DİĞER SPORİlayda Emen: “Disiplin, inanç ve sevgiyle yürüdüğüm bir yol bu”
Sporanki.com köşe yazarlarından ve editörlerinden Burç Tuna, 200 madalyasıyla Türkiye’nin en başarılı genç Wushu sporcularından biri olan İlayda Emen ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
Genç kadın sporcular bugün yalnızca madalya kazanarak değil; kadınların spor dünyasında daha güçlü, daha görünür ve daha eşit bir şekilde yer almasına öncülük ederek fark yaratıyor.
İlayda Emen de bu dönüşümün en parlak temsilcilerinden biri.
Wushu’ya 9 yaşında başladığını biliyoruz. Seni bu spora yönlendiren neydi? Babandan aldığın destek senin için nasıl bir anlam taşıyor? O ilk yıllardaki heyecandan bugün hâlâ içinde taşıdığın şeyler neler?
Wushu’ya 9 yaşında başladım. O zamanlar çok içime kapanık ve çekingen bir çocuktum; ailem bunu aşabilmem ve özgüven kazanabilmem için beni spora yönlendirdi.
Başta sadece çekingenliğimi aşmamı sağlayacak bir aktivite olarak görüyordum, ama zamanla Wushu’nun yalnızca fiziksel bir uğraş değil; zihinsel dayanıklılığı, sabrı ve öz disiplini öğreten bir yolculuk olduğunu fark ettim.
Babamın ve annemin verdiği destek benim için çok değerliydi; her an yanımda oldular, motivasyonumu hiç kaybetmememi sağladılar.
O ilk yıllardaki heyecanım hâlâ içimde; her antrenmanda, her müsabakada o küçük kız çocuğunun spora duyduğu merak ve sevgiyle devam ediyorum.
Bu kadar büyük bir başarı birikiminin arkasında nasıl bir çalışma disiplini var? Günlük ya da haftalık antrenman rutinini biraz anlatır mısın? Zaman zaman pes etmek istediğinde seni tekrar salona döndüren duygu ne oluyor?
Şu an 200 madalyam var. Bunlar arasında Dünya Şampiyonluğu, Avrupa Şampiyonlukları, Akdeniz ve Balkan Şampiyonlukları, Dünya dereceleri, ikincilik ve üçüncülükler, Avrupa ikincilikleri ve üçüncülükleri ile 2009’dan bu yana kazandığım Türkiye Şampiyonlukları yer alıyor.
Önümüzde de Türkiye Şampiyonası var ve oraya hazırlanıyoruz.
Dışarıdan bakıldığında etkileyici bir başarı gibi görünse de, arkasında yılların disiplinli çalışması ve istikrarı var.
Yarışma olmayan dönemlerde haftada 3 gün, yaklaşık 2–2,5 saat antrenman yapıyoruz; yarışmalar yaklaşınca bu yoğunluk haftada 5–6 güne çıkıyor.
Antrenmanlar sadece teknik ve kondisyonu geliştirmekle kalmıyor, sabır ve disiplin kazandırıyor.
Zorlandığım anlar oluyor, pes etmek istediğim de oluyor ama beni salona geri döndüren şey, spora olan sevgim ve kendime verdiğim söz.
Her antrenman ve yarışma, madalyalardan öte, yaptığım emeğin değerini hatırlatıyor ve beni motive ediyor.
“İşte bu madalya benim için bir dönüm noktasıydı” dediğin bir yarışma var mı? Seni en çok zorlayan ya da en çok gururlandıran anı bizimle paylaşır mısın?
Spor hayatım boyunca birçok önemli başarı yaşadım ama iki an benim için her zaman çok ayrı bir yerde durur.
İlki, Dünya Çocuk Oyunları’nda elde ettiğim dünya şampiyonluğuydu. O madalyayı almak, ülkemi temsil etmek ve İstiklal Marşımızı dinlemek benim için çok özel bir andı.
Spor kariyerime yön veren, motivasyonumu güçlendiren en önemli deneyimlerden biri oldu.
İkinci ve belki de en büyük kırılma noktam ise Rusya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’ydı.
O yarışmaya madalya hedefiyle gitmiştim; hazırlığım ve formum çok iyiydi. Ancak yarışma esnasında halıda çapraz bağımın kopması beni hem fiziksel hem de mental olarak çok zorlayan bir sürecin içine itti.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım.
O durumu atlatmak, toparlanmak ve tekrar geri dönmek gerçekten çok emek istedi.
Sonrasında yeniden ayağa kalkıp sahalara dönmek ise benim için madalyalardan bile daha gurur verici bir başarı oldu.
Bu iki an, sporculuğumu şekillendiren en önemli dönüm noktalarıdır.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Harita Mühendisliği’nde aldığın eğitimle sporu nasıl dengeledin? Arkadaşlarının ya da hocalarının bu süreçteki desteği senin için ne ifade ediyor?
Aslında spora ilkokulda başladığım için eğitimle sporu birlikte yürütmek benim için hep hayatın doğal bir parçası oldu.
Lise, üniversite, hangi dönemde olursa olsun okulla sporu bir arada götüremeyeceğine inanmıyorum; çünkü bunun en iyi örneği benim.
İsteyen gerçekten hem derslerini hem sporunu aynı anda başarıyla sürdürebilir.
Tabii ki bu süreç hiç kolay değildi.
Sosyal hayatımdan ve arkadaşlarımdan çok fazla fedakârlık yapmak zorunda kaldım.
Okuldan çıkar çıkmaz antrenmana koştuğum için çoğu zaman boş vaktim olmuyordu.
Arkadaşlarım bir yere çağırdığında “antrenmanım var, gelemem” dediğim çok oldu.
Özellikle 2–3 ay süren kamp dönemleri çok daha zorluydu; hem okuldan uzaktım hem de antrenman programı çok yoğundu.
Buna rağmen antrenman aralarında ders çalışarak derslerimden geri kalmamaya çalıştım.
Kamp dönüşlerinde ise öğretmenlerimle birlikte eksiklerimi tamamlayarak süreci dengelemeye çalıştım.
Tüm bu zorluklara rağmen geri dönüp baktığımda, disiplin, zaman yönetimi ve sorumluluk bilinci anlamında bana en çok şey katan dönemler olduğunu görüyorum.
Hem sporu hem eğitimi aynı anda sürdürebilmek gerçekten emek istiyor ama imkânsız değil.
2024 ve 2025 yıllarında Türkiye Şampiyonası’nda iki altın madalya kazandın, Üniversiteler Arası Şampiyona’da da derece yaptın. Bu başarıların ardından şu anda hedeflerin neler? Milli takımda istikrarlı bir yer mi, yoksa uluslararası arenada yeni bir adım mı?
Aldığım bütün başarılar benim için çok değerli, ancak sporculuk yolculuğu her zaman bir sonraki adıma odaklanmayı gerektiriyor.
Şu anda hedefim, milli takımda istikrarlı bir yer edinmek ve uluslararası arenada daha büyük başarılar elde etmek.
Dünya ve Avrupa Şampiyonaları gibi organizasyonlarda ülkemizi temsil etmek, hem kendimi geliştirmek hem de Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek öncelikli hedeflerim arasında.
Daha önce “Olimpiyat şampiyonluğu hayalim” demiştin. Bu hedefin hâlâ geçerli mi? Şu anda o yolda hangi aşamadasın?
Olimpiyat şampiyonluğu hayalim hâlâ geçerli, ancak wushu henüz olimpik bir branş değil.
Şu anda en yüksek seviye olan Dünya ve Avrupa şampiyonluklarını elde ettim, fakat kendimi daha da geliştirmek ve yeni hedeflere ulaşmak için çalışmalarımı sürdürüyorum.
Uzun yıllardır bu sporu yapan biri olarak seni motive eden şey nedir? Yorulduğunda seni ayağa kaldıran güç nereden geliyor? Ailenden, takım arkadaşlarından ya da kendi inancından nasıl besleniyorsun?
Uzun yıllardır bu sporu yapıyorum ve motivasyonum her zaman hedeflerim ve hayallerim oldu.
Yorulduğumda, pes etme noktasına geldiğimde beni ayağa kaldıran şey ailemin desteği.
Onların güveni bana ekstra güç veriyor.
Tabii ki takım arkadaşlarımın ve antrenörümün desteği de çok değerli ve motivasyonumu artırıyor.
Tüm bu destekler birleştiğinde hem mental hem de fiziksel olarak kendimi zorlayabiliyor ve hedeflerime odaklanabiliyorum.
Wushu dışında seni etkileyen bir sporcu, bir figür var mı? Gelecekte antrenörlük, kadın sporculara mentorluk ya da yeni nesillere örnek olma gibi hedeflerin var mı?
Wushu dışında beni etkileyen figürlerden ikisi Muhammed Ali ve Bruce Lee.
Onların azmi, kararlılığı ve spora olan tutkuları bana her zaman ilham veriyor.
Gelecekte ise antrenörlük yapmak, kadın sporculara mentorluk etmek ve yeni nesillere örnek olmak gibi hedeflerim var.
Aslında şu anda da sporculuğumun yanında antrenörlük yapıyorum; çocukları yetiştirmeyi çok seviyorum.
Onlar beni idol aldıklarında bu bana inanılmaz bir his veriyor.
Ve diyorum ki, neden bildiklerimi onlara aktarmayayım?
Onların daha iyi olmaları için elimden geleni yapıyorum.
“Spor insanı sadece fiziksel değil, kültürel olarak da büyütür” demiştin. Bu sözün altını biraz açar mısın? Son olarak Sporanki okuyucularına, spora yeni başlayanlara bir mesaj vermek istesen ne söylersin? Kaç madalyan var şu an, ve önündeki en yakın turnuva hangisi?
Bu sözü söylerken şunu kastetmiştim: Spor, sadece bedeni güçlendirmekle kalmaz; disiplin, sorumluluk, zaman yönetimi ve hedeflere odaklanma gibi değerleri de kazandırır.
Ben bunu kendi hayatımda çok net deneyimledim.
Spor sayesinde hem akademik hayatımı hem sosyal hayatımı dengede tutmayı öğrendim, hem de farklı kültürlerden insanlarla tanışma ve uluslararası arenada ülkemizi temsil etme fırsatı buldum.
Sporanki okuyucularına şunu söylemek isterim:
Kendinize inanın, pes etmeyin ve hedeflerinize odaklanın.
Spor sadece fiziksel bir gelişim değil, karakterinizi ve yaşam disiplininizi de şekillendirir.
İlginizi Çekebilir