© Sporanki 2010

Metin Akyüz'den Ankaragücü için flaş açıklamalar...

MKE Ankaragücü eski başkan vekillerinden Metin Akyüz, OSTİM Radyo’da Atila Kiper’in "Atilla Kiper ile futbol" programının konuğu oldu. Akyüz, programda flaş açıklamalar yaptı.

İşte Akyüz'ün özel açıklamaları:

“Transferin bitmesine yakın gece saat 00:00’a 5 dakika kala, yapılan bir transfer; bizim Sadaev’ den zaten benim haberim bile yoktu. Hoca demiş gelecek bir futbolcu var, çıka geldi.  Sadaev geldi. Mehmet Başkan da yoktu. O zaman dediler ki yetiştirelim, imzalayalım sözleşmesini, bunun sözleşmesine imza atan benim. Sadaev’in sözleşmesini ve kendisini ilk defa orada gördüm. Menajeri kim bilmem? Biz sadece o şekilde aldık ama Sadaev’ i biz sonradan tabii araştırdık. Sadaev, İsrail’de top oynamış, Müslüman bir futbolcu. İşte İsrail’de maça çıktığı zaman, sahaya çıktığı zaman tribünler boşalmıştı falan diye. Yani öyle bir maneviyatla ilgili de arkadaşlarda zannedersem öyle şeyler oldu. Şimdi İsmail Kartal ona İsmail şartları biliyorsun PTT’ den beraber çıktık, süper lige geldik. Şimdi İsmail Hoca hakikaten belki karakter olarak iyi insandır ki, ben severdim ama bu işler tersine dönünce ilk başta nerden başladı? Yuannis Muhtar işine başladı. Hatta ismi bende Levent diye bir kardeşimiz var. Levent beni aradı dedi ki Başkanım dedi. Muhtar işte onunla görüşmek istiyor musunuz veya görüşüyor musun? Bir teklif yapıldı mı?” Dedi. “Kim dedim? Yuannis Muhtar’ı hayırdır senin ne alaka dedim.” abi dedi. “Menajerinin çok iyi tanıyorum, başkanım dedi menajerini” dedi. “İstediğin zaman” dedi.” Hollanda’dan getirebilirim.”  dedi. ”İyi” dedim. Ben “Bana 5 dakika müsaade et” dedim hemen yan tarafa girdim. Bizim arkadaşlara sordum dedim ki “Biz Yuannis Muhtar’a dedim bir teklifte bulunduk mu?” Dediler ki “Bulunduk.” Ben resmi istiyorum mu? Topçu hoca istiyor mu, istiyor? O zaman ben menajerini çağırdım arkadaşla beraber geldiler oturduk, ben her şey dahil 500.000 Euro’ya Muhtar’la anlaştım. Arkadaşlar biz anlaştık. Sözleşmesini yapalım. Dediler ki, tamam bak aradan geçti. 1 hafta. 1 hafta sonra Tuna Yılmaz dedi ki “Başkanım” dedi. “Muhtar’ın dediği şeyi yapıyor, sözleşmesi yapılıyor.“ Gittim bir baktım 835.000 Euro’yu görünce hemen yukarıya çıktım. Mehmet Başkana dedim ki “Başkanım ben bu topçu ile 500.000 Euro’ya anlaştım. Bu nasıl oluyor böyle?” Bu ara işte hocam, hocaya dediler ki yukarının talimatı, işte kulüp ödemeyecek. Şurası ödeyecek, burası ödeyecek. İlk böyle başladı bu işleri. Ondan sonra Alexio Çerçi adam 1.100.000 Euro’ ya oynuyor. Adam, adamın Doktor raporu var dizlere gitmiş diye biz bunların hepsine karşı çıktığımızı; zaten 2019’daki bu operasyon, bunların hepsi operasyon. Hiçbir şey değil, belki 15 Temmuz öncesi yediğim bir operasyon var benim. 2012 de Ankaragücü’ne geldiğimde, zamanı gelince hatta bununla ilgili 15 Temmuz savcılığa suç duyurusunda bulundum ben, konu kapatıldı. Geçti, gitti ama Allah büyük Ankaragücü’nün 11 milyon Euro’sunu çaldılar. Çaldılar. Bağıra bağıra tekrar söylüyorum. Çaldılar. Her türlü şeyi var bende. O dönemdeki bize bu imzayı artıranlar evet. İsmail Kartal’a belki dümen tutuldu. İsmail Kartal’ın da belki haberi yok, ama ısrarla ya sen, ya bu topçu para yetmez ya işte Ankaragücü şampiyon olacak. Onun için yapıyorlar işte. Şurada şöyle olacak, burada böyle olacak diye kandırıldık, ya açık net söyleyeyim kandırıldık. Niye siyasi gücü kullandılar? Siyaset gücü kullandılar ama kulüp üzerinden değil; bu diğerlerinde de vardı. Aynısı. Şimdi buna zaman yetmez ama bu kumpasları kim kurduysa mutlak ve mutlak  başlarına dönecek. Çünkü Ankaragücü bize İmalatı Harbiye’nin hatırası, bu emekçinin, emeğin hatırası sen emeğin, emekçinin hatırasını bir şekilde kendine yiyorsan, annemin rahmetlinin çok güzel bir lafı var “Yılan kılçığıdır boğazlarına takılır. Yutamazlar” yutmamaları içinde aynı mücadeleyi veriyorum o zamanda ne söylüyorsam bu zamanda da aynısını söylüyorum. Değişen bir şey yok. Çünkü biz siyaset üstüyüz. Ankaragücü olarak söylüyorum. Siyaset üstüyüz. Bizi kimse bir siyasi partinin arka bahçesi gibi göstermesin.  Gördüğü zamanda sonuçlar ortaya çıkıyor. İşte yanında, şimdi yani kongre yapılacaksa bütün ilçe, il teşkilatlarından adamları topluyorsun. Bir gecede hepsini delege yapıyorsun, parası yatırıldı mı? Yatırılmadı. Kimse bakmıyor. Ben o zamandan bu zamana kızdım ya şimdi yani olur almak için konuşursak ben o zaman bütün siyasi partilerin il başkanları ile görüştüm, abi adayım diye hepsiyle görüştüm. Hepsi de belki yakın dostlarımız, arkadaşlarımız biz siyaset yapmadık. Çünkü burada siyaset üzerinden yapmayız. Biz kurtuluş savaşı gazisiyiz. Biz Atatürk’ün renklerini verdiği bir takımın Cumhuriyet’in çocuklarıyız. Biz ama nerden gelmişiz? Osmanlı zamanında bak İmalat Harbiye’den gelmişiz. İstanbul’da kurulmuş bir kulübüz. Hani diyorlar ya bazen nasıl bir şey atılır diye kardeşim biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Biz Ankaragücü olarak onun temsilcisiyiz. Biz bunu birtakım yerlerde de insanların gözüne soka soka da gösterdik. Ankaragücü olarak. Bu saatten sonra da zaten yine söylüyorum, Ankaragücü üzerinden yani siyasi hesap farklı bir hesap kimse yapmasın Ankaragücü siyaset yeri değil. Elhamdülillah bizde o var. Biraz öncede söyledim. Hani çilek mevzusunda da söyledim. Tabi biz ondan sonra onların o dedikleri fiyatın üçte birine biz o Orgill’i Morgül’le aldık. O kadroyu kurduk, biz orada savaşa girdik. Farkında olmadan ve orada bize illa işte Ankaragücü’nün ayrı kardeşim bırakacaksınız, şöyle olacak, böyle olacak. Biz bize Ankaragücü’nü yani en faydalı olduğuna inanıyorum. Ben 2012 de Ankaragücü’nü aldığım yer belli. Mehmet Yiğiner 2013’te geldi. Nasıl ne şekilde geldiği beni yani herkes şöyle böyle diyor ya bunları tekrar tekrar girmek istemiyorum.  Melih Gökçek’e rağmen geldi ya ben ikna ettim, ben getirdim, öyle kırmadı sağ olsun dedi ki, “Tamam kardeş anca beraber kanca beraber” taksici, dolmuşçu dalga geçtiler abi. Yani bilmem ne, bilmem ne işleri yok? Çiçek Abbas yani çiçek Abbas’ın filmini seyrettiğim zaman Çiçek Abbas güzel bir yakıştırma ama şimdi sen sadece onu değil ki. Ankara zaten küçük memur şehri, esnaf şehri. Ha bunların hepsi geçti. Niye biz o birliği, beraberliği yakaladığımız için biz ikinci ligden, birinci lige, birinci ligden süper lige, Süper Lig’de kalış seremonisi yapıldı ve düşünce Sivas maçında yönetim istifa diye bağırdı. Takım ligde kaldı. Kim yaptı bunu? Taraftar. Ben inanmıyorum çünkü Ankaragücü taraftarı farklıdır ya Ankaragücü taraftarı başarıya hasretse, eğer başarı istiyorsa o birliği beraberliği bozmaması lazım. Çok güzel insanlar var. Yollarda ölmüş Eren’i Mert’i. Yani bu çocuklarımız onları biliyorsun teşhisini yapan benim ama ondan sonra ben hastanelik oldum yok. Çocuklar öyle görünce tabi şimdi biz bunları yani tozunu, toprağını, kavgasını, dövüşüne, her şeyini görerek geldik. Dernekleşmeler var ya çok güzel bak çocukların birbirine destek oluyorlar ama bunları daha ileriye götürmeleri lazım. Ankaragücü’nün taraftar federasyonu niye olmasın? Zamanında ben uğraştım. Ankaragücü yaşasın birlik platformu. Biz o dönemde hatırlarsanız. Tandoğan tesislerinde bir çadır kurduk. Biz açlık grevlerine gittik biz. O dönemlerde şimdi taraftarın birliği, tabi ki bir bak gene söylüyorum, deminde onu anlatıyordum zaten tam onun üzerine sen sordun. Şimdi sadece dernekleşme değil; federasyona ulaşma. Ankaragücü’ne kalıcı gelirlerin sağlanması bu belediyeden olur. Bu hükümet kanadıyla olur, işte Tandoğan tesisleri ile olur. Yani bunlar sağlandığı zaman taraftar gruplarının veya taraftarın atıyorum bizde şimdi taraftar grupları demekti. Ben şöyle diyorum, 5 tane tribünümüz var, sağ sol kapalı işte gecekondu maraton saatli. Şimdi bunlarla ilgili zaten bir şey getirdiğin zaman biz Ankaragücü yaşasın birlik platformu diye bir platform kurduk. Genç güçlülere, yenidoğan, bekar evi çocukları, gecekondu işte sağ kapalı yani sol kapalı şimdi grupları hepsinin de dernekleşmesi lazım yani kaç sahibi olmak istiyoruz ama bunların hepsinin bir şekilde de Ankaragücü’ne destek vermeleri lazım. Sosyal aktiviteler yapmaları lazım. Biz o dönemde işte kurduğumuzda bize her çarşamba günü toplantı yapardık. Tandoğan tesislerinde tören liderleriyle Osman Yılmaz vardı, oturuyorduk. Bütün tribün liderleri ile bir sonraki maçın kritiğini, geçmiş maçın kritiğini taraftarlarla da yapardık. Ben Başkan Vekiliyim karakterden sorumluyum ve bunu yönetime aktarırım, şunları da yapalım, bunları da yapalım diye hiçbir taraftar bize aradığı zaman ulaşamama gibi bir şey olmadı. Yani bu iletişimi sağlamak lazım. O iletişimi sağladığı zaman her şey zaten tıkır tıkır yürür saat gibi ama o sistemi oraya tutturmak işte oradaki çalışan personeliyle ne bileyim, girişteki karşılayacak olan güvenlikle veya gittiğimde işte kulübün kurumsal yapısının düzgün olması lazım. Şimdi bununla ilgili işte mali politika izliyorlar biliyorum. Hakan Bilgin’i tanıyorum. Kendisini de bilmiyorum. Yani Hakan bu konularda titiz bir insan olduğunu da biliyorum. yani genel sekretere bir şeyler olduğu zaman danışıyoruz, görüşüyoruz, kulüple ilgili veya bizlerle ilgili aklımızdan geçen bir şey varsa da söylüyoruz da. Yani ama şimdi bu ne kadar dinlenir, ne kadar yapılır bilmiyorum ama Siraç konusunda çok ciddiyim o zaman. Eğer Siraç’ı bir menajere peşkeş çekerlerse bak açık net söylüyorum değilse ben onu bir menajere zaten verirdim. Ama ben Ankaragücü’nün olsun istiyorum. Verelim değil. Eğer bir yerlere peşkeş çekerlerse bu iş farklı olur. Bu çocuğa dikkat etsinler. Çünkü hakikaten söylüyorum, çocuk 1 numara değil, 10 numara. Sokaktan buldum ben o çocuğu. Ankaragücü’ne getirirken Sadık Hoca, ben canlı şahidiyim nasıl geldiğini bilir, ne olduğunu bilir. Bizim işte birlik platformu kurmamızın en büyük etkenleri buydu. Niye biz o birlik platformunun olduğu dönemde açlık grevlerini yanıtladı. Biz çelenk bırakacağız dedi ki, Ankaragücü o zaman dediler ki 19/5 gidin kendinize İstanbul’un kardeşim oynayamazsınız dediklerinde biz bu platformla bunlara değildik diye. Taraftarın gücü var. Şimdi Ankaragücü için taraftarı olmayan bir takım işte yani görüyoruz, şeyleri var ama şimdi Ankaragücü ile değil ve Ankaragücü’ndeki arkadaşların yine söylüyorum bunu başkanı da biliyordur. Muhakkak ki veya söylediler. Talepler ile ilgili bu çalışmaların yapılması şart. Genel söylüyorum, Ankaragücü’nün içerisinde siyasete sokulmayacak insanları ver sokmayın, yapmayın, siyasi amaç uğruna Ankaragücü’nün kullanmayın. Kullanırsanız sıkıntı yaşarsınız. Yaşadıkları gibi, yani getiriyorsun oraya; Siyasileri yuhalıyorlar, başka türlü bağırıyorlar. Bundan önce eğer o gruplarla bir istişare yapılıp düzenli bir şekilde yürütse, koordineli bir şekilde “Ya kardeşim şöyle olacak, böyle olacak” anlatsana ikna ederler ha şimdi bunu grupları yapmış diye de söylemiyorum. Bunu illaki belki de birileri provoke etti. Belki de birileri farklı şeyler yaptı derler ama gerçek olan şu, sen taraftarı arkanda almazsan hiçbir şey yapamazsın. Açık net ve Ankaragücü’nün sahibi de Ankaralıdır. Siyasiler değil, hiçbir siyasi partide değil illaki destek verecekler. Çünkü hepsine yapıyorlar işte Trabzon’da; kutluyorum Trabzon şampiyon oldu demi bakanı, başbakanı herkes oradaydı. Onlar da yaptılar. Şölenini göre vücuda yaptığı şöleni. Yani şimdi insanların birtakım sıkıntıları var. Şimdi o sıkıntıların üstüne bir şey yapıyorsan akıllı yapacaksın. Bana göre yapmasalardı daha iyi Tuncer burjuvazisi yapılacak deniliyor. Bunu biraz ince düşünmek gerekiyor. Bu söze katılıyorum. Bende hani burada kimse çocuk kandırmasın. Şimdi proje ihalesi yapılacak. Ondan sonra kazma vurulacak bilmem ne olacak? Belki de insanların ömrü vefa etmeyecek. Ona belki başkası yapacak. Bence bunu bırak saygılar belki de büyükşehir yapardı. Stadın yapılmasına gerçekten çok böyle acil gerektiği konusunda; tamamen eksik alındı. 2019’dan sonra maçlar yapılırken ben arkadaşlara yardımcı olmak babında. Öyle de bir yardım istediler. Stadyumla ilgili ben stadyumlardan da sorumluydum. Ben gittim ona destek oldum, yardımcı oldum. İnanın ki işte. Gençlerbirliği’nin şeyi de vardı, işte toplandı, konuşuluyor falan lağımdan girilmiyor içeriye patlamış. Dedim ki bak bunu sakın ola ki gazeteye bilmem şunu bunu düşünürseniz bu sıkıntı. Biz o zaman, ben bunu dönemin belediye başkanından rica ettim dedim ki başkanım böyle böyle bir durum var. O da Aski’ye talimat verdi; bakın diye bakıldı. Yaklaşık 280 milyar mı 180 milyar civarında bir rakam çıkardılar. Dediler ki bu paranın işte arınması yapılması falan filan bir sürü bir şey söylediler ve biz o dönemde. Aski nin genel müdürüydü Cumali Kınacı. Cumali beyin yanına gittim, o da belediye başkanıyla görüştü ve o stat o şekilde yapıldı ve şimdi birtakım şeyler tabi insana kolay geliyor ama eksik alındı o stat. Eksiklikten. Başkanın Projede ben biliyorum; orada kamp yeri gibi falan yerleri de vardı ama şimdi konutları yapıldı oraya yani değişik değişik şeyler. Diyorum işte bunlara dikkat etmek lazım. Sadece bu sahada değil, maç oynanır, galip gelirsin, yenilirsin, berabere kalırsın. Ankaragücü taraftarı buna kızmaz. Ankaragücü taraftarı sahaya çıktım. Uyurgezersen kızar abi yensen de kızar bak ben seninle kızar çünkü niye çıkıyor diyor ki yırtıcı olsun diyor, çıktığı zaman diyor, futbolun hakkını versin diyor oynasın alsın kazansın çünkü ruhunda var. Sayın başkan şimdi verdiği sözleri teker teker tutuyor. Ben de bunu hakikaten mutlu edelim. Yani seviniyorum. Diyorum ki, ne güzel Ankaragücü saray tesisleri dedi. Alacak inşallah bekliyorum. Tabi o bürokrasi ile alakalı düşüyor. Bilmem ben bilmem. Çünkü o zaman bürokrasi ile alakalı ise diyecekti ki anlamam kardeşim diyeceğim bakalım diyecektim ben dairelere dedi hibe edeceğim dedi, ettiyse Allah razı olsun. Ben borçsuz, dertsiz süper lige çıkaracağım dedi. Bana söz verdi orda yani özellikle dedi ki, Metin abi ben bunları, bunları yapacağım dedi. Bende eyvallah dedim. Bak bizim istediğimiz birlik, beraberlik, be o kongreden sonra çıktım. Kürsüde kendisini tebrik ettim. Ben 300 yakın oy almışım, 800 oyda o almış. 1551 delegenin 1.100 delegesi oy kullanmış. Şimdi bir sürü delegeleri değişmiş. Yeniden ilaveler olmuş abi ben başarmışım ya ben başarmışım, niye şimdi öyle olmasaydı bu sefer de derlerdi ki ya kimse yoktu. Biz çıktık işte kimse sahip çıkmıyor. Ankaragücü’nün kimse sahipsiz bırakmaz, bırakamaz. Manevi değerinden dolayı beni o manevi değeri savunduğum için her şeyimi kaybettim. Ama o dönem ama ben antrenmanlıyım. Ne yaptım eşin dostun, arkadaşın, kardeşin, taraftarın işte tribün liderleri, arkadaşların hepsinin katkılarıyla Ankaragücü buralara geldi. Basın bitsin dedikleri yerde geldi. Daha da iyi olacak inşallah canı gönülden istiyoruz. Tabii ki bakın süper lig şampiyonu olsun, Avrupa kupalarına gitsin. Şampiyonlar ligi şampiyonu olsun kim istemez abi. Abi şimdi bakacağız yani borç ne alacak ne göreceğiz. Yardımları bilmek istiyorum ben dedim. Bilmek istiyorum ya oraya gelip de ben Ankaragücü yöneticisiyim deyip hava atmak yok abi elini taşın altına sokacak. Ankaragücü yöneticileri parayla pulla değişilmez. Abi taksiciden, dolmuşçudan yönetici yaptık, ne oldu gitti kapı, kapı dolaştı, kapı, kapı dolaşıp Ankaragücü’ne para getirdi. Anladın mı? Şimdi zengin olup da bir şey vermeyip geri buranın kendi reklamında kimse kusura bakmasın, bedava yapmasınlar. Futboldan anlayan insanlar gelsin.  Allah futbol federasyonuna gelecek adama yardım etsin. Diyeceksin bilmem mesela Ali Koç dün akşam biraz izledim. Ali Koç, kulüpler birliği başkanlığına adayım dedi. Kulüpler birliğinin bir aday çıkarması lazım. Yani kulüpler birliğinin çıkaracağı bir adamın futbol federasyonunun önüne gelmesi lazım. Niye? Çünkü sıkıntı futbol federasyonunda da büyük yani tam bir takip ettiğim için söylüyorum, sıkıntı şimdi futbol federasyonu çıkacak, bütçeler açıklayacak takımların ülkelerini açıklayacak. Bakalım Ankara ilinin bütçesinden haber çıkacak ne kadar boş denebilecek, ne kadar transfer yapacak? Tamam, çilek getirsin. Faruk başkan yerine getirsin de nasıl getirecek? Seni bütçeyi nasıl uyduracaksın? Şimdi borçlanma riski yüzde10 şimdi öyle nasıl uyduracaksın, neye göre uyduracaksın, hangi ülke borca göre mi gelecek dönem alacağı göre mi? Sponsoru göre mi belli değil, hepsinin amma hepsi muamma. Asansör takımı olmayalım. Şimdi bizim içimizde tamam takımın içerisinde olacakları da vardır, olmayacaklar da vardır. Onlara iyi değerlendirmeleri lazım. Sadece menajere veya kulüp menajerine bırakılacak bir iş değildir. Hocası başkanı hepsini incelemesi lazım, takip etmesi lazım. Konuşulanları taraftar arasında konuşulanları, yapılanları edenleri dile getirdik. Şimdi bizlerin tabi ki bir takım, bir şeyler, oyuncu olması lazım. Biz de belli yaşlara geldik. Gençlere yol açmak lazım. Yani onun için ben söylüyorum diyorum ki Ankaragücü tek İmalatı Harbiye ruhuyla gelmişiz. Biz Cumhuriyetin takımıyız. Biz Cumhuriyetin takımıyız. Bizi buraya getiren Cumhuriyet’in değerleri biz bunlara sahip çıkalım. Buna sadece siyasi partiler bilmem şunlar bunlar deyip bütün sivil toplum kuruluşlarının da destek vermesi lazım. Bu takımın kalıcı şampiyon olması lazım. Bunu da yapacak insanları kadroların kurulması lazım. Burada Faruk başkana büyük görev düşüyor. Devam edecek. Ben bu işi yapacağım diyorsa bunları göz ardı etmemesi lazım. Ona göre de onun kurulmuş ve kuruluş olduğu amacı hiçbir şekilde göz ardı etmemeleri lazım. Çünkü biz gazi bir kulübüz savaşmış bir kulübüz. Ülke için savaşmışız.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER