BU TAKIMLA VE TARAFTARIYLA GURUR DUYUYORUM

Ankaragücü adına 6 sezonluk çilenin bitiş maçıydı Galatasaray maçı. 

Bursaspor galibiyetinin gazıyla bütün camianın öz güveni yerine gelmiş, biraz da agresif bir tavır alınmıştı. Sanki herkeste 6 yılın acısı bu maçta çıkarılacakmış gibi bir hava vardı.

Ben ise Bursaspor maçından sonra rakibin son şampiyon olduğunu belirtip "gaza gelmeyin" demiştim.

Maç öncesi gerçekten her şey olağanüstü güzeldi. Şehir merkezine 40 km. uzaktaki bir stada gecenin bir yarısı, büyük bir trafik sorununa rağmen yaklaşık 18 bin taraftar gelmiş, sarı-lacivertin ful hakim olduğu güzel ve sarı bir tribün oluşturulmuş ve coşku tavan yapmıştı. 

Kısaca sağlam bir rakip taraftarının da olduğu güzel bir ambians Yenikent'te bizi bekliyordu. 

Yapılacak geriye bir tek şey kalıyordu, sahaya çıkıp maça kazanmak.

Ancak her şeyin güzel olduğu maçta sonuç kötü olunca lige puansız giriş yaptık.

Ben yazımı bu sefer özellikle biraz geç yazdım. Biraz sosyal medyaya bakayım, insanlar acaba neler düşünüyor, neler yazıyor diye bir göz geçireyim ve öyle bir şeyler karalayım dedim.

Fakat şaşırdım!. Öncelikle şunu diyeyim bir çok insan nereden nereye geldiğimizi çabuk unutmuş. Açık konuşalım; bu takım daha 3-4 yıl önce acaba nasıl kurtulur, sonu neresi olur diye kara kara düşünmüyormuyduk?

Ama bakın şimdi nereye geldik. Hiç bir şeyi beğenmeyen, negatif gözle bakan arkadaşlar bunu unutmamalı ve yeni bir başlangıç yapıldığı için olaylara daha pozitif yaklaşmalı.

Galatasaray’la, Ankaragücü otobüsü yıllar sonra yine yan yana durdular. Bu bile tarihi bir fotoğraftı.

Bu takım o maçı evet kaybetti. Ama tekrar buralara gelerek tarihini, kültürünü, mazisini kazandı.

O buhranlı dönemlerden alnının akıyla çıktı. En azından yıllarca bize denilen “Kenan Evren’in çıkardığı takım”  yaftasından kurtulduk.

Elbette ben; “Takım çıktı, İstanbul takımlarına yenilsekte olur!” demek istemiyorum. Elbette bizden güçlü  olsalar bile kazanalım istiyorum. Ama bu hemen olacak bir şey değil. Şöyle düşünelim; rakibin oynatmadığı Gomis belkide Ankaragücü’nün takım değeri kadar. Yani ortada büyük bir güç farkı var.

Artı hakem faktörünü de unutmamak lazım. El Kabir’in sayılmayan golü ofsaytmiş gibi duruyor. Ama maçın sonlarında Mokhtar’ın çektiği şut kaleye giderken, defansta ele çarıpıp yön değiştiriyor. Bana göre pozisyon penaltı. Aynı şey Ankaragücü’ne olsa yine penaltı derdim. Artı Galatasaraylı oyuncuların maçı yatarak bitirmesine de hakemin müsaade etmemesi  gerekliydi.

Takım olarak baktığımızda zaten Ankaragücü’nün  eksikleri net olarak gözlemleniyor. Bunu da en iyi teknik direktör İsmail Kartal biliyor. O da oyuncu istiyor. Ama maliyetler buna el vermiyor. En kısa zamanda gerekli transferlerin yapılacağını tahmin ediyorum.

Oyunculara bireysel olarak baktığımızda kalede bu sezon sorun yaşamayız. Hopf, Korcan, Altay üçlüsü bu lige yeter. Ki Hopf’un gollerde hatası yoktu. Erdem’in orta kalitesi biraz düşmüş. Ama karşısındaki Rodriguez’i de  iyi durdurdu. Yalçın dengeli oynadı, tecrübesi gayet iyi. Kone çok klas bir oyuncu. Bir stoperde görülmeyen klas ayakları var topu oyuna çok güzel sokuyor. Kendi kalesine attığı golle değerlendirirsek büyük hata olur. Her defans oyuncusunun her maçta başına gelebilecek bir talihsizlik. Sezonun belkide en iyi transferi.

Pinto büyük kazanç. İlk yarı çok çıkmadı, ikinci yarı hücuma da katkı verdi. Arif Süper Lig seviyesinde sert oynamalı. En önemli bölgelerden birisi onun. Faty beklentilerimden çok üstte. Bifouma usta ayak. Çok top kaybetmesine takılmamak lazım. Sonuçta topla en çok haşır neşir olan adam. Bu yüzden hataları da olacak. İlhan’ın en büyük özelliği savunmaya çok yardımcı olan hücumcu oyunu özelliği, burnundaki sakatlık büyük talihsizlik. Mokhtar uyum sürecini atlattığında takıma büyük katkı verecek. El Kabir özellikle deplasmanlarda çok puan getirecek. Kehinde hazır değil, Kenan her zaman kadroda olmalı ve kaptan Sedat’ta saha içi agresifliğiyle yine takımın lideri olacak.

Sporanki’den yazar arkadaşlarımız Onur Aydoğan ve Anıl Yazar ilk maçtaki gözlemlerini ve Ankaragücü değerlendirmelerini yazdılar. Ben de onlara sonuna kadar katılıyorum.

Bu takım için çok umutluyum. Galatasaray yenilgisini baz almıyorum. Bizim bu sezon rakiplerimiz belli. Esas sezon Alanya’da başlıyor. Her maça final havasıyla çıkıp rakip gördüğümüz her takımdan puan veya puanlar almalıyız.

Taraftar ve stadyum çilesine gelince. Bizde maç için çok erken yola çıktık. Ama maalesef trafiğe takıldık. Hatta Galatasaray ve Ankaragücü takım otobüsleri ile peş peşeydik. Galatasaray otobüsü yerinden kımıldayamayınca polisler ters şeritten götürdü. Biz tarlalardan filan yol alarak stada ulaştık. Özellike organize kavşağı büyük  sıkıntı. Buraya bir acil çözüm şart. Alternatif bir güzergah lazım.

Ben 6 sezon köy kasaba gezdiği yetmezmiş gibi birde, Yenikent çilesine maruz kalan Ankaragücü taraftarına bir kez daha saygılarımı sunuyorum. Onlar her şeye rağmen gelip o stadı doldurup, tüm futbol kamuoyuna “biz geldik buradayız!” mesajını verdiler  ve büyük takdir kazandılar.

Ben takımıyla, taraftarıyla herkesi tebrik ediyorum ve gurur duyuyorum.

ORHAN SAL